31 Mart 2010 Çarşamba

ARI IRKLARI

Arı ırkları


Anadolu - Arı Türleri

(Apis mellifera anatoliaca) Anadolunun büyük bir k ısmında yayılış gösteren Anadolu arısı İngiltere ve ABD'ne götürülerek bu ülkelerdeki ıslah çalışmalarında kullanılmıştır. En büyük özellikleri Anadolu coğrafyası ve iklimine çok iyi uyum sağlamış olmalarıdır. Çalışkan, kış şartlarına ve hastalıklara dayanıklı olma gibi avantajları vardır. Anadolu arısının en üstün vasıflarından birisi de çok zor şartlarda bile bal toplayarak hayatını devam ettirebilmesidir. Genelde esmer ve küçük yapılı arılardır.





Kafkas - Arı Türleri




(Apis mellifera caucasica) Çok uysal,çalışkan ve şiddetli soğuğa dirençli olma gibi üstün ırk özellikleri vardır. Hortumları diğer arı cinslerinden uzundur. Sık sık oğul verme eğilimine girmemeleri bu ırkın üstün nitelikleri arasındadır. Yavru verimleri yüksektir ve kuvvetli aileler meydana getirirler. En kuvvetli oldukları devre yaz ortasıdır.



Çok uslu olmalarına rağmen, dışardan gelen yağmacı arı ya da diğer zararlılara karşı kovanlarını oldukça iyi korurlar. Kitin rengi koyudur genelde gri kurşuni renktedirler. Tek kusurları kovana aşırı miktarda propolis getirerek sağa sola bulaştırmalarıdır





İtalyan - Arı Türleri




(Apis mellifera ligustica) Eskiden beri üstün özelliklerini koruyan üstün bir arı ırkıdır. Asıl yurdu Kuzey İtalya'dır. İtalyan arıları çok çalışkan ve uysaldırlar. Ana arı bol yumurtlama yeteneğine sahiptir.



Çoğalma kabiliyetleri fazladır. Yavru büyütme yeteneği fazla olup erken ilkbaharda kuvvetli koloni oluştururlar. Bol nektar toplayarak çok bal yaparlar. Oğul verme eğilimleri zayıftır. Arı ırkları arasında en güzel petek İtalyan arası tarafından örülür. Tatlı sarı renkli ve güzel görünüşlüdür. Tek olumsuz özellikleri aşırı derecede yağmacı oluşlarıdır.





Karniyol - Arı Türleri




(Apis mellifera carnica), ince yapılı ve uzun dillidir. Kısa ve sık bir kıl örtüsüne sahiptirler. Gri arılar da denilen Karniyol arısının kitini çok koyu renktedir ve genellikle 2. ve 3. halkalar üzerinde kahverengi noktalar, bazen de kahverengi çizgiler vardır. En sakin ve uysal arı ırkıdır. Yavru üretme kabiliyetleri çok iyidir. Küçük aileler halinde kışladıklarından yiyecek tüketimleri azdır. Polen miktarı yeterli olduğu sürece yavru büyütme uzun süre devam eder. Sonbaharda ailenin nüfusu süratle azalır.



Çok sert iklim şartlarında bile kışlama yetenekleri iyidir. Oğul verme eğilimleri yüksektir. Yön tayin etme ve kovanlarını bulma duyguları kuvvetlidir. Yağmacılığa karşı meyilli değildirler. Çok az propolis kullanırlar ve bu yüzden yavru hastalıklarına karşı çok hassastırlar. Çevre şartları değişikliklerine uyma kabiliyetleri yüksektir

Kaynak : beyazkovan.com



Bütün canlılarda olduğu gibi arılar da zaman içinde yaşadıkları coğrafi bölgenin şartlarına uyum göstererek değişik ırk özellikleri kazanmışlardır. Arı ırkları hırçınlık, çalışkanlık, hastalıklara dayanıklılık gibi değişik özellikler gösterirler.

Arı ırkları; büyüklük, renk, dil uzunluğu, vücudun kıl örtüsü, balmumu bezlerinin şekil ve büyüklüğü, kanat damar yapısı ve kanat büyüklüğü gibi morfolojik özelliklerle birbirlerinden ayrılırlar. Bugüne kadar yapılan taksonomik çalışmalarda dünyada 24 arı ırkı kesin olarak tanımlanmıştır. Bunlardan ancak bazıları ekonomik öneme sahip olup ekolojik şartların elverdiği her yerde yetiştirilirler. Ekonomik değer taşıyan arı ırkları içinde İtalyan, Kafkas ve Karniyol ilk sıralarda yer alırlar.

Üstün arı ırkından beklenen özellikler şunlardır:

- İnsana yakın ve uysal olması.

- Uçuş uzaklığının uzun olması.

- Daha fazla bal ve polen toplayacak fiziki özelliklere sahip olması.

- Kovanlarını temiz tutması ve hastalıklara karşı dayanıklı olması.

- Coğrafya ve iklim şartlarına dayanıklı olması.

- Hortum uzunluklarının fazla olması.

- Ana arıların yumurtlama yeteneklerinin yüksek olması.

- Oğul eğilimlerinin düşük olması.

Dünya üzerindeki belli başlı arı ırkları ise şöyle sıralanabilir:

1) İtalyan Arısı: (Apis mellifera ligustica) Eskiden beri üstün özelliklerini koruyan üstün bir arı ırkıdır. Asıl yurdu Kuzey İtalya'dır. İtalyan arıları çok çalışkan ve uysaldırlar. Ana arı bol yumurtlama yeteneğine sahiptir.





Çoğalma kabiliyetleri fazladır. Yavru büyütme yeteneği fazla olup erken ilkbaharda kuvvetli koloni oluştururlar. Bol nektar toplayarak çok bal yaparlar. Oğul verme eğilimleri zayıftır. Arı ırkları arasında en güzel petek İtalyan arası tarafından örülür. Tatlı sarı renkli ve güzel görünüşlüdür. Tek olumsuz özellikleri aşırı derecede yağmacı oluşlarıdır.

2) Kafkas Arısı: (Apis mellifera caucasica) Çok uysal,çalışkan ve şiddetli soğuğa dirençli olma gibi üstün ırk özellikleri vardır. Hortumları diğer arı cinslerinden uzundur. Sık sık oğul verme eğilimine girmemeleri bu ırkın üstün nitelikleri arasındadır. Yavru verimleri yüksektir ve kuvvetli aileler meydana getirirler. En kuvvetli oldukları devre yaz ortasıdır.







Çok uslu olmalarına rağmen, dışardan gelen yağmacı arı ya da diğer zararlılara karşı kovanlarını oldukça iyi korurlar. Kitin rengi koyudur genelde gri kurşuni renktedirler. Tek kusurları kovana aşırı miktarda propolis getirerek sağa sola bulaştırmalarıdır.

3) Karniyol Arıları: (Apis mellifera carnica), ince yapılı ve uzun dillidir. Kısa ve sık bir kıl örtüsüne sahiptirler. Gri arılar da denilen Karniyol arısının kitini çok koyu renktedir ve genellikle 2. ve 3. halkalar üzerinde kahverengi noktalar, bazen de kahverengi çizgiler vardır. En sakin ve uysal arı ırkıdır. Yavru üretme kabiliyetleri çok iyidir. Küçük aileler halinde kışladıklarından yiyecek tüketimleri azdır. Polen miktarı yeterli olduğu sürece yavru büyütme uzun süre devam eder. Sonbaharda ailenin nüfusu süratle azalır.



Çok sert iklim şartlarında bile kışlama yetenekleri iyidir. Oğul verme eğilimleri yüksektir. Yön tayin etme ve kovanlarını bulma duyguları kuvvetlidir. Yağmacılığa karşı meyilli değildirler. Çok az propolis kullanırlar ve bu yüzden yavru hastalıklarına karşı çok hassastırlar. Çevre şartları değişikliklerine uyma kabiliyetleri yüksektir.

5) Anadolu Arısı: (Apis mellifera anatoliaca) Anadolunun büyük bir k ısmında yayılış gösteren Anadolu arısı İngiltere ve ABD'ne götürülerek bu ülkelerdeki ıslah çalışmalarında kullanılmıştır. En büyük özellikleri Anadolu coğrafyası ve iklimine çok iyi uyum sağlamış olmalarıdır. Çalışkan, kış şartlarına ve hastalıklara dayanıklı olma gibi avantajları vardır. Anadolu arısının en üstün vasıflarından birisi de çok zor şartlarda bile bal toplayarak hayatını devam ettirebilmesidir. Genelde esmer ve küçük yapılı arılardır



KAFKAS ARISI VE ÖZELLİKLERİ

Kafkas Arısı :

Kafkas arısının (Apis mellifera Caucasica) ana yurdu Kafkasların dağlık bölgesidir. Kafkasların alçak

ovalarında sarı abdomen halkalı olan Apis mellifera Remipes alanlarına kadar değişik lokal formları

bulunmakla birlikte bizi ilgilendiren, dağ arısı da denen yüksek rakımlı bölgelerin uzun ve karlı kışına

adapte olmuş siyah renkli arılardır.

Dış Görünüşü: (Morfolojik Özellikleri)

Diğer arılardan daha iridirler. Gözden çıkan isçi arıların ağırlıkları 70 - 80 mg.dır. Kitin esmer

renktedir. Geçit formlarının ilk abdomen halkasındaki iki adet kahverengi leke bulunur.

Dağlık yöre Kafkaslarının tüm abdomen halkaları siyahtır. Kıllarda gri renk baskındır. Erkeklerin

thoraksları siyahtır. Ari ırkları içinde en uzun dilli olanıdır. Uzun dilleri sayesinde derin tüplü

çiçeklerden de nektar toplayabilirler. Dil uzunlukları 6.6 - 7.25 mm. dır. Ortalama 7.09 mm

Cubital indeks 2.16 ile normaldir.

Koloni Davranışları: (Fizyolojik Özellikleri)

İyi bir yavru yetiştiricisidir. Kuvvetli koloniler teşkil eder. Kıştan zayıf çıkar, ilkbahar basında

gelişme çok erken baslar ve düzenli seyreder. Koloninin gelişme sürecinde ana ari bir günde

1100 - 1500 yumurta yumurtlayabilir. Gömeçler üzerinde sessizdir. Kontrol için çerçeveler

kovandan çıkarıldığı esnada bile yaptıkları islere devam eder. Uysaldır, hırçın ve sokucu değildir.

Çok düzgün gömeç yapar ve sırlar. Göz sırları koyu renklidir. Propolisi çok taşır ve kullanır. Balı

ilk önce kuluçkalığa, sonra da ballığa depolar. Güçlü bir yiyecek toplama yeteneğine sahiptir.

Fazla bal yapar ve yavru gözlerine yakın depolar. Yeni yiyecek kaynağı aramada çok basarilidir.

Zengin nektar kaynaklarını çok iyi değerlendirir. Kıt kaynaklardan da en ekonomik yararı sağlar.

Yağmacılık eğilimleri fazladır. Doğal oğul verme eğilimleri zayıftır. Araştırmalar normal

şartlardaki kolonilerin % 13 ünün oğul verdiğini göstermiştir. Doğal habitatlarında ağır ve

uzun kış şartlarında üstün kışlama yeteneğine sahiptir. Sonbaharda küçük bir delik hariç, uçuş

deliğinin diğer kısımlarını propolis perdesi ile kapatır. Yiyecek depolarını çok iyi korur ve tutumlu

kullanır. Sayılan bu özellikleri ile Dağ arısı olarak da adlandırılan Kafkas arıları, kişi soğuk

ve karlı iklimlerde basarili, dünyadaki iki önemli ari ırkından birisidir.

Kafkas arısı, ABD’nin kuzey eyaletlerinde, Kanada’da, Orta ve Kuzey Avrupa ülkelerinde,

Rusya’nin hemen her yerinde, Çin’de, Mançurya ve Moğolistan’da, Orta Asya Cumhuriyetlerinde

ve soğuk iklime sahip diğer bazı ülkelerde basari ile kullanılan en önemli arı ırkıdır.

•Kafkas Arısının Kuzeydoğu Anadolu Bölgesindeki Mevcut Durumu

Gezginci Aricilik başlamadan önce Ardahan, Artvin, Kars ve bazı çevre illerde Kafkas arısı saf

olarak bulunuyordu. Çünkü doğal coğrafya Kafkas arılarının saf olarak kalabilmesini sağlıyordu.

1950’li yıllarda gezginci arıcılığın başlaması ile bu illere çevre bölgelerden gelen farklı ırktan Suriye

arısı, Iran arısı, Anadolu arısı ve Muğla arısı gibi arılar Kafkas arısını melezleşmişlerdir. Artık bu

illerde Kafkas arısı saf olarak bulunmamaktadır. Saf Kafkas arısı 1983 yılında Ardahan’ın

Posof ilçesi dolaylarında bulunabilmişken, bugün Posof ve çevresinin de melezlendiği

görülmektedir. Zaman zaman Artvin-Zeytinlik , bölgesinde, bazen de Posof’ta konaklayan

(ve melezlenmiş olan) Ardahan Aricilik Üretme İstasyonu kolonileri ile 1999 yılında başka

bölgelerden getirilerek Ardahan köylülerine dağıtılan 1550 koloni bu melezlenmeyi tetiklemiştir.

Ayrıca Akdeniz Bölgesinden gelerek Ardahan’da konaklayan bir ana ari üretim isletmesi de,

tüm bölgeye ana arılar satarak melezlenmeyi daha da hızlandırmıştır.

Kafkas arısının bulunduğu bu bölgenin çevresindeki Iran, Ermenistan, Suriye ve Anadolu arılarının

tamamı sari abdomen halkalı arılardır. Siyah renkli Kafkas arısı, çevreden gelen sari renkli

kolonilerle melezlendiğinde, Kafkas koloniler de sari renkli isçi arılar ortaya çıkmaktadır.

Böylece melezlenme kolayca görülebilmektedir.

•Camili Havzası’nda Saf Kafkas Irki Ari Varlığının Belirlenmesi

Artvin ilinin Borçka ilçesi Camili Havzası’ndaki tüm kolonilerin saf Kafkas olarak kalabildiği, 1998 ve

daha sonraki yıllarda yapılan bilimsel çalışmalarla belirlenmiştir

24 Mart 2010 Çarşamba

AKINCILAR









AKINCILAR




   Osmanlı Devleti'nin askeri teşkilatında, sınır bölgelerinde, düşman memleketlerine ani baskınlar tertipleyerek yıpratma harekâtında bulunan hafif süvari gruplarına verilen isim.


Akıncılar, bazılarının zannettikleri gibi yağma gayesiyle düşman içine giren ve hayatlarını talanla kazanan askeri bir birlik değildi. Akıncıların vazifeleri, akın yapmakla kalmayıp, aynı zamanda düşmanın durumunu, yolları ve kuvveti hakkında bilgi toplamak gibi istihbarat görevini de yerine getirirlerdi. Bu görevlerini esasa bağlayan kanunları vardı. Akıncılık, babadan oğula geçerdi ve yalnızca Türklere has askeri bir sınıftı. Bunlar, şimdiki askeri teşkilattaki komando birliklerine benzetilebilir.


Akıncılar, harp zamanında keşif kolu hizmetini görürlerdi. Düşman arazisini dolaşıp, orduya yol açarlar ve kurulması muhtemel pusuları, ani ve süratli hareketleri ile bozarlardı. Bundan başka ordunun yolu üzerindeki hububatı muhafaza, yerli halktan aldıkları esirler vasıtasıyla düşman hakkında haber toplamak ve köprü, geçit gibi yerleri emniyet altında tutmak da esas vazifeleri arasındaydı. Akıncılar, genellikle asıl ordudan 4-5 günlük mesafede önden giderler ve yukarıda yazılan vazifeleri yerine getirirlerdi. Bindikleri atlar da, akıncıların bu hızlı hayatlarına uygun, dayanıklı ve süratli olanlardan seçilirdi. Sefere çıkarlarken, yedekte 4-5 at götürürler ve yorulan atlarını konak yerlerinde bırakırlar, dönüşte, bıraktıkları atlara ganimetlerini yüklerlerdi.


Akıncı birlikleri, şu şekilde tanzim edilmişlerdi: On akıncıya �onbaşı�, yüz akıncıya �subaşı�, bin akıncıya da �binbaşı� kumanda ederdi. Bu kumanda zincirini, bütün kuvvetlerin başında olan �Akıncı Beyi� tamamlardı. Rütbeleri sancak beyi derecesinde olan akıncı beyleri, fevkalade yetkilere sahip olup, doğrudan doğruya sultandan emir alırlardı.


Bir harekâtın akın ismini alabilmesi için, o sefere akıncı beyinin katılması gerekirdi; aksi takdirde bu harekâta akın denmezdi.


Akıncılar, merkezi bir tarzda idare olunmayıp, serhat boylarında ocaklar halinde teşkilatlanırlardı. Her mıntıkanın kumandanı ayrıydı ve akıncılar, mensubu oldukları kumandanların sülale isimleriyle anılırlardı. Bunların en meşhurları Malkoçoğlu akıncıları, Turhanlı akıncıları, Mihalli akıncılarıydı. Bunların bulundukları mıntıkalar da şunlardı: Malkoçoğlu Silistre�de; Turhanlı Mora�da; Mihalli ise Sofya ve Semendre bölgelerindeydi. Osmanlı Devletinde ilk akıncı beyi Evrenos Beydir. Saydığımız akıncı aileleri ise daha sonraki akınlarda meşhur olmuşlardır.


Akıncıların devlet tarafından isimleri, eşkalleri ve içlerinde timara sahip olanların listelerini havi (içeren) defterler tutulurdu. Defterler, iki nüsha olarak tanzim edilir; biri merkezdeki Defterhane�de diğeri ise akıncıların bulundukları eyalet veya sancak kadılıklarında muhafaza edilir, bu yolla herhangi bir yolsuzluğa meydan verilmezdi. Her akını müteakip, şehid ve malul olanların yerine çevik, iyi süvari ve kuvvetli gençler akıncı kaydedilirlerdi. Akıncı kanunu üzere, öncelikle babası akıncı olanlar tercih edilirdi. Ayrıca akıncı kaydedilenlerin kefil göstermeleri mecburiydi.


Akıncılara tahsis edilen belirli bir maaş yoktu; elde ettikleri ganimetin 1/5�ini (Pençik resmi olarak) verdikten sonra, kalanla geçimlerini temin ederlerdi. Bazılarının ise timarları vardı. Sefere çıkarlarken, düşman hududuna kadar yetecek yiyecek verilir, daha sonrasını kılıçlarıyla temin ederlerdi. Akıncılar arasında �Timarlı� ve �Tavcılar� grubu bulunurdu ki, bunlar kıdemli ve seferde yararlılık gösteren kimselerdi. Tavcılar aynı zamanda kazalarda çerilerin başıydılar. Sefer emri bunlara gelir; bu kişiler de emri altında olanları toplayıp akına katılırlardı.


Osmanlı Devletindeki akıncıların sayısı kesin olarak ortaya konulmamakla beraber, 15. asır ortalarına kadar sayılarının 40.000 olduğunu tarih kitapları yazmaktadır. Birinci Kosova Savaşı'nda, akıncı mevcudunun 20.000 olduğu kayıtlıdır. 1559�daki bir yoklamaya göre ise, Turhanlı akıncılarının sayısı 7000 civarında görülüyor. Kanunî Sultan Süleyman Han'ın Budin ve Avusturya seferlerinde, Mihalli akıncılarının sayısı, devrin tarih kitaplarına 50.000 olarak geçmiştir.


Osmanlı ordusunun öncü kuvveti olan akıncılar, 1595 senesinde, Sadrazam Sinan Paşa'nın Eflak seferindeki mağlubiyetine kadar güçlerini korumuşlardır. Bu sefer dönüşünde akıncılar, Tuna üzerindeki uzun bir köprüyü geçmekte iken, Eflak Voyvodasının yoğun top ateşi açtırması ile, tahta köprünün çökmesi üzerine, Tuna sularına gömüldüler. Karşıya geçemeyen bir kaç bin akıncı ise, düşman kılıçları altında şehid oldular. Böylece Türk akıncı ocağı, bir daha altından kalkamayacağı büyük bir darbe yedi. Nitekim, bu seferden sonraki kayıtlara göre akıncıların sayısı 3000�e inmiştir. Vaziyet bu duruma gelince, hükümet yeni tedbirler almak mecburiyetinde kalmış ve kalelerdeki �Serhat Kulu� teşkilatı takviye edilerek, hudutların korunması bu teşkilata verilmiş, diğer taraftan da Kırım Hanlarının atlılarından faydalanma yoluna gidilmiştir.


Akıncı kanununa göre, eğer bir akıncı beyi bir şehir fethederse, buradaki gayrimenkuller padişaha (devlete) ait olur; beylere de bu bölgenin köyleri, timar olarak dağıtılırdı. Umumiyetle Akıncı beyleri de timarlardan elde ettikleri gelirleri, hayır müesseseleri kurarak buralara vakfederlerdi.


Akıncıların kullandıkları silahlar da, süratle hareket etmelerine mani olmayacak şekildeydi. En çok kullandıkları silahlar, kılıç, kalkan, pala, mızrak ve bozdoğan denilen başı yuvarlak kısa saplı bir cins topuzdu. Akıncıların zırh kullananlarının sayısı oldukça azdı.


islâmî suurdan kaynaklanan bir ruha sahip olan akincilarin, ordunun basarisi için yaptiklari akinlarda, pekçok esir aldiklari bir gerçektir. akinci anlayisina göre savasmak (cihad yapmak) hem dinî hem de millî bir vazifedir.






hafif süvari birlikleri olduklarindan, düsman kale ve ordusu üzerine varmayan akincilar, ordu için yollan açiyorlardi. bu yollarin birkaç yönden açilmasi gerekiyordu. ordunun hedefi olan ülke, hem maddî hem de manevî bir sekilde yipratilmali idi. düsmanin, maddî güç kaynaklari yok edilmeli, ekonomisi ile ordusu hirpalanmali idi. halka korku salip onlarin manevî güçlerini kirmak gerekiyordu. elde edilmesi mümkün olan her türlü gizli bilgi elde edilmeliydi. akincilarin açtiklari bu yol ve verdikleri hizmetten sonra, padisah veya serdar-i ekrem asil ordu ile gelip harp ederlerdi.






akincilar içinde devsirme yoktur. bu sinifa, arnavut ve bosnak gibi, osmanlilar vasitasiyle müslüman olanlar da alinmazdi. akinci olabilmek için osmanli türkü olmak gerekiyordu. akinci beylerinin çogu, osman gazi'nin arkadaslari olan maruf komutanlarin çocuklaridir. akinci beyleri, istediklerini ocaga alir, istemediklerini de almazlardi. bu konuda divan anlari tamamiyla serbest birakmisti. çünkü divan, onlarin bu tasarruflarina karismazdi. akinci ocagi beyleri, genis bir yetkiye sahip ve dogrudan dogruya padisahtan emir alan kimselerdi.






büyük bir kismi, avrupa ve balkan halklarinin dillerini çok iyi biliyordu. bunun yüzünden sinirlarin ötesinde kendilerine bagli birçok ajanlari vardi. bu ajanlar sayesinde akincilar, orta avrupa ve ötesi hakkinda günlük bilgileri elde edebiliyorlardi. bu sekilde hareket etmek, onlar için bir zorunluluktu. aksi takdirde girisecekleri akin bir felaketle sonuçlanabilirdi.






her biri ayri bir komutana bagli bulunan akinci birlikleri, ayri ayri yerlerde ikamet ediyorlardi. on kisilik akinci birliginin komutanina onbasi, yüz kisilik birlik komutanina yüzbasi, bin kisilik birligin komutanina da binbasi deniyordu. bütün bunlarin de "akinci beyi" denilen akinci komutani vardi ki, buna akinci sancakbeyi denirdi.






düsman ülkesine yapilan bir akinin, akin adim alabilmesi için o taarruzun akinci komutanlarinin emrinde olmasi lazimdi. akinci komutani kendisi sefere istirak etmez, gönderdigi birlik te 100 veya daha fazla kisiden meydana geliyorsa buna "haramîlik", 100 kisiden daha az ise buna da "Çete" denirdi. hazar zamaninda (harb olmadigi zaman) akincilar, kendi is ve talimleri ile mesgul olurlardi. düsman ülkesine yapilan akinlar, gelisigüzel degil, bir plan ve program dahilinde olurdu.






rumeli'de ayri ayri ocaklar halinde bulunan akincilar, komutanlarinin isimleri ile anilirlardi. osmanlilar'in ilk fetihleri zamaninda evrenos bey akincilari vardi. daha sonra mihalogullari, turhan ve malkoç bey akincilari meydana çikti. xvi. asir sonlarina kadar söhretlerini muhafaza eden akincilar, osmanli fetihlerinde önemli rol oynamislardi. genelde akincilar, rumeli sinir boylarinda kullanilmakla birlikte zaman vakit anadolunun dogusunda da istihdam edilmislerdir.






savaslarda basarili olan akincilara dirlik tahsis edilince timarli akincilar ortaya çikti. böylece akincilar, timarli ve vergiden muaf olanlar diye iki gruba ayrilmis oldular. xvii. asir baslarindan itibaren vergiden muaf olanlar, bazi kadilar tarafindan vergi vermeye zorlanmis görünmektedirler. merkezden gönderilen emirlerle kadilarin bu neviden davranislarindan vaz geçmeleri istenmektedir. nitekim 1014 (1605) senesine ait bir hükümde söyle denilmektedir:






"akinci taifesinin sakin olduklari yerin kadilarina hüküm ki, kadimu'l-eyyamdan olan sefer-i hümayunuma eser akinci taifesi sefere estikleri (sene) umûmen avanz-i divâniye ve tekâlif-i örfiyeden muaf ve müsellem olmak babinda emr-i serifim vârid olmus iken, haliya taife-i mezbureye kudat tarafindan tekâlif çektirilmekle, sefere ihraç olunmak lazim geldikte taife-i mezbûre sair reaya gibi hem tekâlif çekeriz ve hem sefere teklif idersiz deyü sefere gitmekte taallul ettikleri ilam olundu. imdi taife-i mezbûre memur olduklari sefere gelüp hizmet ettiklerinden sonra tekâlif ile rencide olunmamak ferman olunmustur."






akincilarin silahlan, bir zirhli gögüslük ve yaka ile mizrak, kalkan ve atlarinin egerine takili basi topuzlu bir bozdogandi. akincilarin tamami zirh kullanmazdi. bunlarin yiyecekleri ve kaplari da kendileri gibi hafifti. atlarinin egerine asili birer küçük kushâne ile yemek islerini görürlerdi. Çogu zaman bu tencerede pirinç, kavurma veya koyun pastirmasini pisirirlerdi.





xvi. asir sonlarina kadar bati'da önemli hizmetlerde bulunan akincilarin sayisi, zaman ve sartlara bagli olarak azalip çogaliyordu. nitekim 1530 budin ve 1532 alman seferinde sadece mihaloglu mehmed bey'in komutasinda 50 binden fazla akinci vardi.






eflak beyi mihal'in isyanindaki harekâtta (1595), vezir-i a'zam sinan pasa'nin tedbirsiz hareketi sonucu adeta mahv olurcasina zayiat veren akincilar, bundan sonra pek fazla is yapamadilar. gerçi xvii. yüzyilin ilk yarisi içinde cüz'î bir kuvvetle bazi muharebelerde görünmüslerse de eski kuvvet ve kudretlerine ulasamadilar. bundan sonra akincilarin vazifesi, tatar ve kirim hani kuvvetleri tarafindan görülür olmustu. varligini ismen de olsa uzun süre devam ettiren akincilik, 1826 yilinda resmen ortadan kaldirilmistı.














ARICILIK SINAV SORULARI

ARICILIK SINAV SORULARI-1
1. Bir arı kovanında kaç tip arı bulunur?
a) 1
b) 2
c) 3
d) 4
2. Sağlıklı bir kovanda yumurtlama işlemini gerçekleştiren arı hangisidir?
a) İşçi Arı
b) Ana Arı
c) Erkek Arı
d) Hiçbiri
3. Verimli bir arıcılık faaliyeti için ana arı kaç yılda bir değiştirilmelidir?
a) 2
b) 3
c)4
d) 5
4. Ana Arı kaç günde petek gözünden çıkar.
a) 16-17
b) 21-22
3) 24-25
d)28-29
5Aşağıdaki arı ırklarından hangisi salgı balı (çam) üretir.
a) Kafkas
b) Karniyol
c) Muğla
d) İtalyan
6. Erkek arının kovandaki görevi nedir?
a) Propolis üretmek
b) Balmumu üretmek
c) Çiftleşme
d) Ana Arıyı beslemek
7. En çok propolis üreten ve en uzun dilli arı ırkı hangisidir.?
a) Muğla
b) Kafkas
c) Anadolu
d) İtalyan
8. Bal arılarının çerçeveleri birbirine yapıştırmak için kullandığı madde hangisidir?
a) Balmumu
b) Bal
c) Propolis
d) Polen
9. Ülkemizde en yaygın kullanılan kovan hangisidir?
a) Dadant
b) Langstroth
c) Karakovan
d) Hepsi
10. Ülkemiz için yeni olan ve arılar tarafından çok sevilen bitki hangisidir?
a) Arıotu
b) Kestane
c) Narenciye
d) Ormangülü
11- Varroa mücadelesi hangi dönem/dönemlerde yapılır.
a) Erken ilkbahar- Bal hasadından sonra
b) Oğul döneminde
c) Temmuz ayı
d) Bal hasadından önce
12. Arı ürünlerinin tıp dalında kullanımına ne ad verilir?
a) Kemoterapi
b) Psikoterapi
c) Apiterapi
d) Hiçbiri
13.Karadeniz Bölgesinde oğul dönemi hangi aylardadır?
a) Ocak-Şubat
b) Mayıs-Haziran
c) Ekim-Kasım
d) Hiçbiri
14. Bal arılarının en tehlikeli yavru hastalığı hangisidir.?
a) Avrupa YÇ
b) Amerikan YÇ
3) Nosema
d) Septisemi
15. Bal arılarının kanını emerek zarar veren en tehlikeli parazit hangisidir?
a) Arı Biti
b) Mum Güvesi
c) Yakı Böceği
d) Varroa
16. Aşağıdakilerden hangisi bal arılarının çiçeklerden topladığı bir üründür?
a) Polen
b) Balmumu
c) Arı Zehiri
d) Su
17. Arıcının kovanı sakinleştirmek için kullandığı arıcılık malzemesi hangisidir?
a) Maske
b) El Demiri
c) Arıcı Fırçası
d) Körük
18. Arılık yeri seçiminde hangisi yanlıştır?
a) Kovan uçuş deliği yönü güneye bakmalıdır.
b) İki kovan arası mesafe en az 50 cm olmalıdır.
c) İşlek yola yakın olmalıdır.
d) Flora yapısı bakımından zengin bölgede bulundurulmalıdır.
19. Bal arısı kolonilerinin çoğalma içgüdüsü ile yeni bir koloni oluşturmak üzere, ana arının bir kısım işçi arı ile birlikte kovanını terketmesine ne denir?
a)Kışlatma
b)Oğul verme
c)Teşvik yemlemesi
d) Apiterapi
20. Aşağıdakilerden hangisi arı ürünüdür?
a) Arı Zehiri
b) Arı sütü
c) Propolis
d) Hepsi

*************************************************************************************
ARICILIK SINAV SORULARI-2
1.)Ana arı petek gözleri için hangisi doğrudur?
a) peteğin esas yapısı içerisinde yer almaz
b) işçi arı gözlerinin dışa doğru genişleterek aşağı doğru dönük olarak uzatılması ile elde edilir
c) ana arı gözleri ortalama 2,5cm uzunluğundadır
d) ana arı gözü yaklaşık 8mm çapında olup petek üzerindeki en geniş gözlerdir
e) hepsi
2.)Petek kesiti incelendiğinde bunların zigzag çizen bir temel üzerine 2 yöne dönük ve yukarı doğru meyilli gözlerin olduğu görülür. Gözlerin yukarı doğru meyilli olmasını nedeni nedir?
a) içerisine bal konulduğunda akmaması
b) göz içerisinde çalışan kovan içi arıların gözde ters çalıştıkları için kolayca giriş ve çıkışlarının yapılabilmesi
c) peteğe binen ağırlık merkezini dibe doğru kaydırmak
d) hepsi
e) hiçbiri
3.) Sır kapatma veya sırlama işlemi hangisi ya da hangilerine uygulanır?
a) bal,
b) bal_larva,
c) polen_su,
d) bal_polen,
e) larva _polen
4.) Ana arının toplam kuluçka süresi ortalama kaç gündür?
a) 7,
b) 16,
c) 21,
d) 24,
e) 28
5.) Bir arı yetiştirici,uçuştan sonra ana arının arka kısmında beyaz iplikçik tarzında bir yapıyı fark ediyor.bu yapı aşağıdaki olgulardan hangisinin bir işaretidir?
a) ana arının başka bir arı tarafından saldırıya uğradığının
b) ana arı iğnesini bir canlıya sokarken kullandığı ve iğneyi çekerken organların dışarı çıktığının
c) ana arının yumurtladığının
d) ana arının erkek arı veya arılarla çiftleştiğinin
e) oğul verme döneminin başladığının
6.) Aşağıdakilerden hangisi ana arı üreme organlarındandır?
a) ovaryum
b) ovarial
c) oviduct
d) spermateca
e) hepsi
7.) Ana arı için aşağıdakilerden hangisi yanlışdır?
a) normal koşullarda koloninin yumurtlayan tek bireyidir
b) gözleri en çok gelişmiş bireylerdir
c) ana arıda zehir kesesi daha az gelişmiştir
d) vücut yapıları ince uzundur
e) ana arılar,döllendikleri halde dölsüz yumurta bırakma özelliğine sahip dünyada ki tek canlı özelliği taşırlar
8.) Dairesel dans kaynağın kaç metre uzaklıkta olduğunu bildirir?
a) 100mden az,
b)100mden fazla,
c)100-200m arası,
d) 300m-400m arası,
e)400-500m
9.) Ana arılar polenlerini nerede biriktirirler?
a) ön bacaklarda
b) orta bacaklarda
c) arka bacaklarda
d) ana arı materyalinde
e) ana arılar polen biriktirmezler
10.) Arı sokması sırasında aşağıdaki işlemlerden hangisinin uygulanması anlamsızdır?
a) iğnenin çıkartılması
b) iğnenin çıkartılması ve amonyak sürülmesi
c) antiparaziter ilaç kullanılması
d) anti histaminik ilaç kullanılması
e) steroid krem uygulanması
***********************************************************************************
ARICILIK SINAV SORULARI-2

1-Arı ırklarında görülen en önemli özellikler nelerdir?
Uysallık,Yağmacılık,Oğul verme ve Bal üretimidir.
2-Esmer arı ırklarının önemlileri nelerdir ?
Kafkas,Karniola,Banat ve Madagaskar arısıdır

3-Önemli sarı arı ırkları nelerdir ?
İtalyan ve Kıbrıs arısıdır.

4-Önemli yerli arı ırkları nelerdir ?
Anadolu,Dev,Cüce ve Hint arısıdır.
5-Anadolu arısının özelliği nedir ?
Çalışkan ve kötü hava şartlarına dayanıklıdır. Melezlemede aranır.
6-Kıbrıs arısının özelliği nedir ?
Hırçın ve idaresi zordur. Yetiştiriciler pek istemez.

7-İtalyan arısının özelliği nedir ?
Kontrolde az hareket eder. Petek üzerinde koşturmaz. Kovanı temiz tutar. Dayanıklıdır. Pek oğul vermez. Yağmacıdırlar
8-Dev arısının özelliği nedir ?
İridir. İdaresi zordur. Ağaç dallarına ve kayalara büyük petekler yapar.

9-Cüce arının özelliği nedir ?
Küçüktür. Az ve tek petekli bal yapar. İnsanları nadiren sokar.

10-Hint arısının özelliği nedir ?
Sakin ve iyi huyludur. Bal verimi yüksektir. Çok oğul verir. Ağaç kovuklarında ve duvar oyuklarında yuvalanır.

11-Arıların hayatı kaç dönemde incelenir ?
Yumurta,Larva,Pupa,Ergin

12-Arı ailesinin üyeleri nelerdir ?
Ana arı,erkek arı,işçi arı

13-Ana arının özellikleri nelerdir ?
Tek görevi yumurtlamaktır.4-5 yıl yaşar. Kanatları vücuduna göre kısadır. Hayatında bir tek gün çiftleşir. Bir günde 2000-3000 yumurta bırakabilirler.
*******************************************************************************

ARICILIK SINAV SORULARI-4

01)Ana arının ömrü yaklaşık kaç yıldır? 4-5 yıl
02)İşçi arılar kaç günde yumurtadan ergin hale gelirler?21 gün
03)İlkbahar beslemesinde kullanılacak şurubun şeker/su oranı ne olmalıdır?1/1
04)Arıların ilkbahar temizliğini yapabilmek için hava sıcaklığının en az kaç derece olması gerekir?
a)33C b)14C c)26C d)5C
05)Yurdumuzda arı kolonilerini tehdit eden en tehlikeli parazit hangisidir?
a)arı biti b)eşek arısı c)varroa d)karıncalar
06)en hırçın,sokucu aynı zamanda en güzel vücuda sahip arı hangisidir?Kıbrıs Arısı
07)Dil uzunluğu en fazla olan arı ırkı hangisidir?Kafkas
08)Yurdumuzda yaygın olarak kullanılan kovan tipi hangisidir?Longsroth
09)Bir ana arı günde kaç yumurta yumurtlayabilir?2000-3000
10)Ana arının yumurtladığı dölsüz yumurtadan hangi arı oluşur?Erkek Arı
11)Erkek arılarda bulunmayan organ hangisidir?Sokaç-iğne
12)İşçi arılaerın ömrü yaklaşık kaç gündür?40-50 gün
13)Bir arı ailesinin ırkını değiştirmek için hangi arıyı değiştirmek yeterlidir?Ana arı
14)Birinci oğulda kaç adet ana arı bulunur?
15)Arılar nekterı bala çevirirken su oranını yüzde kaça indirir? %18-23
16)Arılar poleni (çiçektozunu)hangi organlarıyla taşırlar?Arka ayaklarında
17)Arılar kovanların delik ve çatlaklarını kapatmakta ve uçma deliğini daraltmakta hangi maddeyi kullanırlar?Propolis
18)Arıların beslenmesinde kullanılan katı yeme ne ad verilir?Kek
19)Değişik kovanlardaki arıların birbirlerine saldırmalarına ne ad verilir?Yağmacılık
20)Genel olarak hangi ağaç çiçek açtığında şuruplamaya son verilir?Akasya
21)Ana arılar 4-5 yıl yaşamalarına rağmen ekonomik olarak kaç yıl kullanılırlar?2-3 yıl
22)Taşınacak kovanların giriş delikleri hangi saatte kapatılmalıdır?Günbatımında
23)Kovanda balmumu üretimi kaç günlük arılar tarafından yapılır?14-18 günlük
24)Aşağıdaki hastalıklardan hangisi yavru arı hastalığıdır?
a)Nosema , b)Varroa , c)Amerikan yavru çürüklüğü, d)İshal
25)Sonbahardan kışa girerken zayıf kovanlara aşağıdaki işlemlerden hangisi yapılır?
a)Oğul alınır, b)Bölme yapılır, c)Bal alınır , d)Birleştirilir

ARI DANSI

ARI DANSI
Haberleşme, sosyal yaşamın en temel vasıtalarından biridir. Bireyler arasındaki iletişim-etkileşim; yardımlaşma, dayanışma ve işbirliği, ancak haberleşme ile gerçekleşebilir. En genel anlamda, canlılarda haberleşme araçları; dil, ses, hareket, dokunma, sinyal ve koku gibi temel unsurlardır.
Toplumsal yaşamın, en iyi örneklerinden birini teşkil eden balarılarının da, bir haberleşme dili vardır. Doğal olarak, bizimkisinden oldukça farklıdır. İnsan dilinden farklı olarak, arı dili, bir "dans formu" ndadır.
1946'da Karl von Frisch, balarılarının, insandan sonra, doğadaki ikinci en karmaşık iletişim sisteme sahip olduklarını, kanıtlarıyla birlikte ortaya koyduğunda; dilbilimciler, şaşırdılar. Frisch, bu çalışmasıyla, 1973 yılında Nobel Ödülünü kazandı.
1- Eğer besin kaynağı, tam Güneş yönünde veya tam aksi yönde ise, dansın orta kısmı yere dik gelecek şekilde olur.2- Dansın düz olarak verilen doğrultusu, yerçekimi doğrultusu ile 80 derecelik bir açı yapıyorsa; bu, yiyecek kaynağının, Güneş'in 80 derece sağında olduğunu gösterir.
3-Arı, düz yolu, yukarı doğru alıyorsa; yiyecek kaynağı tam Güneş yönündedir. Aşağı doğru alıyorsa; kaynak Güneş'in tam aksi yönünde demektir.
ARI DANSI: "SEMBOLİK DİL"
"Hayvanlar aleminde, ancak birkaç hayvan türü, arılardan daha şaşırtıcıdır. Karmaşık bir toplum; kraliçeler, muhafızlar, ustalar, temizlikçiler, bakıcılar, ısıtma ve soğutma teknisyenleri, casuslar, bal yapıcıları, nektar, polen, su ve reçine toplayıcıları birlikte, sosyal bir yaşam sürdürürler. Her işçi arı, yaşamı boyunca, birçok farklı iş üstlenir. Onlar, güzel ve karmaşık kovanlar oluştururlar. Mükemmel altıgenler şeklinde petekler yaparlar. Büyük bir ustalıkla, yön bulmayı başarırlar. Onlar bizim görebildiğimizden, daha fazla renk görürler. Bizim aldığımızdan daha fazla koku alırlar. Güneş ışığını, polarize edilmiş olarak görebilirler. Arılar, danslarıyla, hayvanlar âleminde, eşi olmayan bir sembolik dille bilgilerini aktarırlar."
Dans eden arı, ritmik hareketlerle, bazı kimyasal uyarılar, ses, dokunma ve elektriksel sinyaller kullanarak, haberleşirler. Bir besin kaynağı bulan arı, bunu toplamakla yetinmez ; koloninin yararlanması için, arkadaşlarına haber verir. Bunun yöntemi, kaynağın yönünü, mesafesini ve ne olduğunu anlatan bir hareket biçimi olan arı dansıdır. Bu amaçla, farklı iki dans yapılır. Bunlar, "dairesel dans" ve "kuyruk sallama" dansları olup; danslar, kovanda petek üzerinde yapılır.
DANS PİSTİ
İyi bir besin kaynağı bularak, kovanına dönen arı, haber vermek-iletişim kurmak için, "dans pisti"adı verilen özel bir bölgede dans eder. Dans pisti, genellikle girişe yakındır. Bu pist, hava soğuduğunda, kovanın içine doğru kayar ve kovanda çok miktarda iş olduğunda ise, girişe yaklaşır. Serbest asılı duran peteğin yüzeyinin, orta-alt tarafında, dans ederler.
DANS ŞEKİLLERİ
a) Dairesel Dans:
Kovanın yakınındaki besin kaynağını göstermek için yapılır. Bir arı, ne zaman kovana yakın bir besin kaynağı bulsa, dairesel dans adı verilen basit bir dans yapar. Bu dans, fazla bilgi sağlamaz, ancak uyarıcı bir sinyalden daha fazla bilgi taşır. Yer bildirme, genellikle; daire şeklinde danslar ve karın titretme şeklinde yürütülür. Dairesel dans, peteğin üstünde bir sağa, bir sola dönerek yapılır. Diğer işçi arılar, bu hareketleri dikkatle izler ve taklit ederler.
Dairesel dans, kaynağın, 100 m’den az olduğunda yapılan danstır. Dansın yönü, sık sık değiştirilir ve her yönde 1-2 halka çizilir. Süresi birkaç saniye olmakla beraber, bir dakikaya kadar sürebilir. Kaynağın yönü hakkında bilgi, ya hiç yoktur veya çok azdır.
b) Yarım Daire Dansı(Kuyruk Sallama Dansı):
Mp4 oynatıcınız olmadığı için videoyu seyredemiyorsunuz!
Uzaktaki besinlerin yerini bildirmek için yapılır. Çemberlerin kesiştiği doğrultu; kovan ile besin ve Güneş arasındaki açıları gösterir. Aynı anda kuyruk sallıyormuş gibi, karın, uzaklığa göre titreştirilir.Besin kaynağının uzaklığının, kovandan 100 m'den daha fazla olması halinde; değişik bir dans çeşidi ile bildirim yapılır. Bu dans şeklinde, arı, kısa bir mesafede koştuktan sonra, ilk olarak sağa döner ve bir yarım daire çizer, yine aynı çizgi üzerinden geçerek bu sefer sola doğru bir yarım daire yapar. Bu hareketlerini yaparken, karnını devamlı titretir ya da sallar.
200 m uzaklıktaki kaynakları, karınlarını 15 saniyede, 10 defa sağa-sola sallamalarıyla; 1000 m uzaklıklardakilerin yerini, 15 saniyede, 5 defa sallamalarıyla; 2000 m uzaklıklardakileri, ortalama 3.5 çember ile; 3000 m'dekilerden sonrası için, 15 saniyede, 3 dans hareketi yapmak suretiyle bildirim yaparlar. Yani uzaklığın bildirimi, karın(kuyruk) sallanmasının yanısıra, çemberlerin oluşturulma hızıyla da orantılıdır.
Dairesel danstan, kuyruk sallamaya(yarım daire dansına) geçiş şeklinde yapılan dansa; "orak" veya "hilal" dansı denir. Kaynağın uzaklığı artıkça, hilalin uçları, birbirine yaklaşır. 100 m’lik fazla mesafe anlatılırken, tümüyle kuyruk sallama dansına geçilir. Bunların dışında, başka dans çeşitleri de vardır. Alarm dansı ve temizlik dansı gibi.
Arılar, dışarıya çıktıklarında, tekrar yuvalarını; kovanın, Güneş ile olan açısını, ölçerek bulurlar. Güneşi, bir pusula gibi kullanırlar. Hava kapalı da olsa, güneş ışınlarının yönünü saptayabilirler. Bunu, göz yapılarının polarize güneş ışığını saptama yeteneğiyle yaparlar.

21 Mart 2010 Pazar

ARICILIK ÇALIŞMA TAKVİMİ

ARICILIK ÇALIŞMA TAKVİMİ
Arıcılık çalışmaları genel olarak 4 ana döneme ayrılır. Bu dönemler, ilkbahar bakımı, oğul
dönemi, bal ve hasat dönemi, sonbahar bakımı ve kışlatma dönemi olarak isimlendirilir.
Ocak Ayında Yapılacak İşler
a) Arılar devamlı olarak kovanda olduklarından kovan ağızlarının temizliği ve
havalandırma yapılır.
b) Arılar için yeteri yem yoksa kovan içine toz şeker konarak yerleştirilir.
c) Kovanlarda görülmesi muhtemel hastalık ve zararlılarla mücadele edilir
Şubat Ayında Yapılacak İşler
a) Müsait iklimli yerlerde yavaş yavaş arıları dışarı çıkarma,soğuk bölgelerde ise
havalandırma işlemi yapılmalıdır
b) Soğuk bölgelerde şerbet verilmeli
c) Muhtemel hastalık ve zararlılarla mücadele edilmelidir .
Mart Ayında Yapılacak İşler
a) Kovan çerçeveleri tamir edilerek küflü ve kırık çerçeveler değiştirilir
b) Arılar bal toplama faaliyetine başladıklarından bakım işleri de çoğalır. Arıcılık
malzemeleri daima çalışır halde bulundurulmalıdır
c) Kovanlarda hastalık yapmaması için İlkbahar temizliği yapılarak gerekli ilaçlar
kullanılmalıdır.
Nisan Ayında Yapılacak İşler
a) Arı kovanları fenni olmalı ve bazı kovanlarda çerçeve değiştirilmelidir
b) Arıların temizliği ve bakım işleri devam eder. Ana arısı olmayan kovanlara ana arı
verilir. Zayıf kovanlarda beslenmeyi takviye bakımından şerbet verilir
c) Çeşitli arı hastalık ve zararlılarına karşı ilaçlama yapılarak tedbir alınır .
- 9 -
Mayıs Ayında Yapılacak İşler
a) Arıların kolay çalışmalarını temin için kovanlarda bakım ve temizlik işleri devam eder.
b) Arı malzemeleri işler durumda bulundurulur. Oğul verme ay boyunca devam eder.
c) Çeşitli arı hastalıklarına karşı mücadele yapılır
d) Bazı ılık bölgelerde bal Hasadına başlanır .
Haziran Ayında Yapılacak İşler
a) Bal ile dolmuş çerçeveler alınarak yeni boş çerçeveler konulur. Kovanlarda bakım ve
temizlik devam eder. Oğul vermeden dolayı yeni arıcılık tesis edilir
b) Her türlü hastalığa karşı mücadele devam eder
c) Bazı bölgelerde bal Hasadı başlamıştır
Temmuz Ayında Yapılacak İşler
a) Kovanların temiz ve kullanışlı olmasına dikkat edilir. Kovanlar sarsılmadan çiçeği bol
yerlere nakledilir
b) Zayıf kovanların birleştirilmesi gerekir
c) Hastalık ve zararlılarla mücadele edilir
d) Bal Hasadına devam edilir.
Ağustos Ayında Yapılacak İşler
a) Kovanlarda temizlik devam eder. Dolu çerçeveler çıkarılarak yerlerine boşlar konur.
Kovanlar geceleri sarsılmadan bol çiçekli, florası zengin yerlere nakledilir
b) Arılarda görülecek hastalık ve zararlılarla mücadele edilir
c) Bal Hasadı devam eder
Eylül Ayında Yapılacak İşler
a) kovanlarda bakım işleri devam eder. Soğuk bölgelerde kovan ağızları daraltırılır
b) Çeşitli arı hastalık zararlıları ile mücadele edilir
c) Bal Hasadı devam eder. Soğuk başlayan bölgelerde kovanlarda kışlık yem durumları
kontrol edilir.
Ekim Ayında Yapılacak İşler
a) Kovanlar soğuk bölgelerde kışlık yerlerine nakledilir. Kış dinlenmesine bırakılmadan
temizlenir
b) Arılarda görülebilecek hastalıklara karşı mücadele yapılır
c) Bal Hasadı bu ay bitirilir.
Kasım Ayında Yapılacak İşler
a) Arılar yeteri besin bırakılmış kovanlarda kış uykusuna bırakılır
b) Hasat edilmiş ballar piyasaya sevk edilir .
Aralık Ayında Yapılacak İşler
a) Arılar kovanlarda kış dinlenmesine terk edilir .
Modern arıcılıkta arıcının hedefi büyük bal toplama mevsimine kadar kovandaki arı
sayısını olabildiğince artırmaktır. Bal toplama mevsiminde bu sayıyı 80.000-100.000
yapabilen arıcı o sene istediği balı alabilir. Bu sayı ne kadar düşük olursa arının getireceği
nektar da o kadar az olur.

ARICILIK İLE İLGİLİ KİTAPLAR

1.Arı yetiştiriciliği ve hastalıklarıyazarları: diana sammataro - alphonse aviavitabile tercüme eden:dr.harun vatansever (veteriner hekim)
2. Modern Arıcılık Teknikleri prof.dr.muhsin doğaroğlu yeni baskısı
3. Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Ders Yayınları No:166, Porf. Dr. Ferat GENÇ ve Yrd. Doç. Dr. Ahmet DODOLOĞLU
4. Güner Kayral ın kitabı 650 sayfa 150 sayfasına kadar genel bilgiler veriyor. 2009 basımlı Resimler siyah beyaz ve kalitesiz basım.

5.Yayçep Arıcılık cd seti 3 adet

6.ARICILIK Franz Lampeıtl editörü: prof. dr. TÜRKER SAVAŞ

7.PRATİK ARICILIK DR. FUAT ALİ ÖRSAN

8. SON SİSTEM ARICILIK GÜNER VE NİZAMETTİN KAYRAL

9.ARICILIK BİLGİLERİ TAHSİN YÜCEL
10. Bal Arılarının Beslenmesi (Enver Öder)

11.Uygulamalı Ana Arı Yetiştiriciliği( Enver Öder)